Bodrum dalışımız öncesi, merak edenlere bizim gözümüzden ufak bir Bodrum özeti yapalım istedik. Bodrum sadece dalış değil elbette. Gittiğimiz her beldede yapacak bir şeyler buluyoruz, hiçbir şey yoksa güzel bir yemek yiyoruz ama Bodrum tek bir yemekle atlanacak bir yer değil :) Bir hafta sonunda gezilip görülmesi de mümkün değil elbette ama dalışa gitmişken görülecek şeylerden, Bodrum’a gitmişken bilinmesi gerekenlerden biraz bahsedelim istedik.

 

sponge1

 

Sünger Avcıları


Başlıkta da yer verdiğimiz gibi, ticari anlamda dalışın doğuşu Bodrum’da başlamış. O zamanlar scuba ünitesi yok haliyle. Aylarca ufak bir teknenin içinde yaşayarak, sünger avlamak için bir araya gelmiş, Bodrum ve yakın köylerin gençleri veya tecrübeli dalgıçları başlıklı sistemlerle sünger avlar, bunları müthiş zorluklar ve fedakârlıklar altında gerçekleştirirlermiş. Hikâyeleri pek çok yazıya, romana da konu olmuş. Sünger avcılığıyla ilgili fikir sahibi olmak için sünger avcılığının yaşayan efsanesi Aksona Mehmet’in şu röportajını bulduk. Okumanızı öneririz: http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=60

 

sponge2

 

Halikarnas Balıkçısı

Sünger avcılarının hikayesine yer vermiş ve Bodrum deyince akla gelen ilk isimlerden olan Halikarnas Balıkçısından, yani Cevat Şakir Kabaağaçlı’dan bahsetmemek olmaz tabi. Kendisi Robert Koleji mezunu, Oxford’da eğitim görmüş bir yazar, gazeteci, ressam ve şair. Yaşamı hazin hikâyeler içeriyor, mesela Bodrum’la tanışması aslında bir sürgün sonucu. Yazdığı bir öykü sebebiyle Bodrum’a sürülmesinin ardından, çocukluğundan beri denize sevdalı olan Cevat Şakir, sürgün cezası bitmesine rağmen uzun yıllar Bodrum’da yaşamış. Kendine kalem adı olarak da Bodrum’un antik adı olan Halikarnas’ı seçmiş.

Hemen Bodrum’un girişinde (bizim için cumartesi sabahı ilk gördüğümüz şey oluyor genelde :)) şu tabela sizi karşılar:

 

cevat sakir kabaagacli

 


MERHABA!
Yokuş başına geldiğinde
Bodrum’u göreceksin,
Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin.
Senden öncekiler de böyleydiler,
Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler…

Dalış ve Tatil


Türkiye’nin Gözde Tatil Beldesi

Bodrum pek çok şarkıya, öyküye konu olmuş bir belde. Çoğumuz içinse tatilimizi geçirmek için tercih ettiğimiz bir cennet. Türkbükü, Yalıkavak gibi lüks koylarıyla, Gümüşlük, Bitez gibi daha otantik ve sevimli koylarıyla Bodrum’da herkese göre bir tatil imkanı var. Denizi, güneşi, gece hayatı ve alternatif mekanlarıyla Bodrum’un yeri apayrı...

 

bodrum barlar sokagi

 

Barlar Sokağı ve Bodrum Marina

Bodrum deyince yine ilk akla gelenlerden biri de meşhur barlar sokağı. Yalnızca barlarıyla değil elbette, restoranları, mağazaları ve sevimli butikleriyle Bodrum’a gelince mutlaka bir Barlar Sokağı’na uğramak gerekir.

Baharda nispeten daha sakin olacağını umduğumuz bu dar sokaklardan geçip, yukarıda söz ettiğimiz Halikarnas Balıkçısı'nın evini ve Bodrum Kalesi'ni yakından görmek de çok keyifli oluyor.

 

Dalış Bölgeleri

Gelelim Bodrum’un dalış bölgelerine. Yalnızca sualtıcılığın başladığı yer olduğu için değil, gerçekten canlı ve renkli bir bölge olduğu için de Bodrum’da dalmanın keyfi bir başka. Gümbet’ten çıkınca açıktaki meşhur resifler ve Karaada etrafındaki dalış bölgeleri batıklara ve canlı sualtı yaşamına ev sahipliği yapıyor.

 

Mayis2017Bodrum7 (217)

 

Küçük ve Büyük Resif: Gümbet açıklarındaki bu iki sığlık Bodrum’un en favori dalış bölgeleri. Küçük veya Büyük Resife yapacağınız bir dalışta aynı anda orfozları, lagosları, baraküdaları, papağan balıklarını, hatta gümüş balıklarına saldıran palamutları bile görmek mümkün. En derin noktası 30 metrelerde olan bu iki favori dalış bölgesine her seviyeden sertifikalı dalgıç keyifle dalabilir.

 

Mayis2017Bodrum3 (103)

 

Uçak Batığı: Dalgıçlara hediye olarak sualtına indirilen pervaneli uçak da görülmesi gerekenlerden. Paçoz koyuna yakın konumu ve 18 metreler civarındaki pervanesiyle yeni başlayan veya çok tecrübeli olmayan dalgıçların da ziyaret edebileceği uçak, yıllar içinde parçalandı ve daha gerçekçi bir batık görünümüne büründü :)

 

Mayis2017Bodrum5 (162)

 

SG ve Pınar Batıkları: Uçağın yanı sıra gemi batıkları da keyifli dalışlar sunuyor. Özellikle Pınar batığı etkileyici ve büyük bir batık. Kaptan köşküne girip, dümen başında fotoğraf çektirmek de ayrıca çok havalı :)

Bodrum bu bölgeler ve bahsedebildiklerimizden çok dahası fazlası. Tamamını gezip görmek ve dalmak için yeterli olmasa da, bu hafta sonu turumuz ufak bir ön gösterim anlamında keyifli olabilir. Yılda iki kere gerçekleştirdiğimiz Bodrum turumuzun tüm detaylarını buradan okuyabilir ve turumuza buradan ön kayıt yaptırabilirsiniz.

Dalış başlarken genellikle ekipmanı kiralıyoruz. Ancak tecrübe kazandıkça veya dalıştan keyif almaya başladıkça, kendi ekipmanımıza sahip olmayı düşünmeye başlıyoruz. Bu yazıda, Ekipmana Sahip Olmanın 5 Artısı ile Ekipman Kiralamanın 5 Artısını konuşacağız. Eksilerden bahsetmiyorum, çünkü her ne kadar bir tarafın artıların diğer tarafın eksileri olarak düşünülse de, iki tarafa da eşit mesafede durup sizin karar vermenizi sağlamak istiyorum.


Dalış Ekipmanına Sahip Olmakla İlgili Bilmeniz Gereken 5 Şey:


1. Rahatlık: Ah, öyle bir rahat edeceksiniz ki… Hem fiziksel rahatlık ve vücuda uygunluk anlamında (ki bu konuya ikinci madde olarak değineceğiz) hem de psikolojik rahatlık anlamında. Ekipmanınızın nasıl çalıştığını, ne performansa sahip olduğunu ve donanımdan ne beklenilebileceğini bileceksiniz. Bazı parçaların (maske ve kuru elbise gibi) bu rahatlık seviyesine gelmeleri biraz zaman alabilir. Ancak bir kez malzemeye alıştığınızda, onsuz dalmak istemeyeceksiniz. Pek çok dalgıcın yıllarca aynı model malzemeyle dalmalarının sebebi de bu, hatta eskisi bozulunca gidip yine aynı modeli almalarının da…

2. Uyum: Bir malzemeyi satın almadan önce, genellikle malzemeyi deneriz, uzun uzun düşünürüz, alternatiflerini araştırırız ve fiyatları karşılaştırırız... Yani satın alma sürecinde emek ve zaman harcarız. Kiralanan malzemede bunun olması beklenemez elbette, çünkü bu kadar vakit veya seçenek yoktur. Yani, muhtemelen sahip olduğunuz bir elbise (veya başka bir malzeme) vücudunuza kiralanan malzemeye göre çok daha uyumlu olacaktır. Stilinize yansıtacaktır, diğer parçalarla (BC ve regülatörde olması gerektiği gibi) daha iyi çalışacaktır. Ayrıca, maske, patik, elbise gibi malzemeler zaman içinde vücudun şeklini alır, dolayısıyla kullanıldıkça daha rahat hale gelir.

3. Hijyen: Bu konu bazı yeni başlayanlar için büyük bir endişe konusu. Özellikle ağızlık, elbise gibi bazı parçaların hijyeni konusunda endişe etmek gayet doğal. Dalış merkezlerin olası risklerin farkında olduklarından, her günün sonunda ekipmanı yıkar. Tabi bu konuda daha titiz olan ve olmayan dalış merkezleri elbette var. Ne olursa olsun, eğer bu tür konularda çok endişeliyseniz, risk almayın ve kendi malzemenizi edinin. En azından kritik olan parçaları… Başka bir dalgıcın vücut sıvılarını düşünmeden dalmak, sualtında mutlaka daha rahat olmanıza yardım eder!

4. Bakım: Kendi malzemenize sahip olduğunuzda, malzemenizin bakımlı olup olmadığını da bilirsiniz. Olası arızalara yedek parça ve gerekli aletlerle hazırlıklı olabilirsiniz. Ekipmanınızla ilgili durumlara karşı daha hazırlıklı ve kontrol sahibi hissedebilirsiniz. Ayrıca temel ekipmanın çalışması ve özellikleri hakkında detaylı bilgi sahibi olmanız da faydalı olacaktır. Birbirinden bilgilendirici harika videolar içeren Touch ürünüyle işlenen PADI’nin Ekipman Bakımı Uzmanlık kursunu alabilirsiniz.

EquipmentSpecialist

5. Daha iyi bir dalgıç olmak: Beni yanlış anlamayın, çok harika bir dalgıç olup, kiralık ekipman kullanıyor olabilirsiniz. Niyetim kimseyi yargılamak değil tabi ki. Söylemek istediğim, malzemenizi tanıdığınızda, ağırlığınızı daha kolay ayarlayacağınız ve hassas denge bulabileceğiniz, sualtında nötr yüzerlikli olacağınız ve genel olarak daha rahat hissedeceğiniz bir gerçek. Bunlar da daha iyi bir dalgıç olmanızı hızlandıracak şeylerdir. Kendi ekipmanınıza sahipseniz, mükemmel dengenin inceliklerini daha hızlı öğrenirsiniz.


Dalış Ekipmanı Kiralamakla İlgili Bilmeniz Gereken 5 Şey:


1. Seyahat Kolaylığı: Ufak bir çantayı sırtınıza asıp, yola çıkmaktan daha iyi ne olabilir? Bazen bu sadeliğe özeniyorum  Kiralamanın en iyi yanı, daha hafif seyahatler yapmak. Malzemeyle seyahat etmemenin rahatlığı ve hafifliği… “Ekstra bagaj çıkacak, bagajım kaybolursa ne yaparım veya ya malzemem zarar görürse?” endişeleri taşımamak…

2. Ağırlık yok: Muhtemelen malzemeyi kuşanıp, suya girme aşamasına kadarki ağırlıktan muaf olmak mümkün olmayabilir ama en azından koca bir çantayı oradan oraya taşımanız gerekmez. Dalışa giderken kendinizi ve birkaç önemli eşyanızı getirmeniz yeterli! Günün sonunda malzemeler ısladığı için daha da ağırlaşacak, bu da işleri iyice zorlaştırabilir. Bu nedenle, ağırlık meselesi kiralamanın kesin bir artısı.

3. Depolama: Bu konu satın almamanın açıklaması olarak sandığımızdan daha fazla karşımıza çıkıyor. İnsanların dalış malzemeleri için evlerinde veya ofislerinde yeterince yerleri olmayabiliyor. Bazıları da neopren kokusuna pek bayılmadıkları için depolamak istemeyebiliyor. Eğer ufak bir evde yaşıyorsanız, kullanışlılık açısından kiralamayı tercih edebilirsiniz.

4. Temizlik ve bakım: Evet, tekrar bakımdan söz ediyoruz! Ancak bu sefer değişik bir açıdan ele alalım. Malzemeyi kiraladığınızda, bakım hususlarını takip etmek, bakıma götürmek, parça değiştirtmek, kontrol ettirtmek, gibi dertlerle uğraşmıyorsunuz. Bu arada çok sık bakıma ihtiyaç olmuyor ama yine de bir tür takip gerekiyor. Dolayısıyla bu tür bakım hususlarıyla uğraşmak zorunda olmamak bir rahatlık yaratabiliyor. Aynı konu temizlik için de geçerli. Özellikle kumluk veya tortulu zeminlerde dalıyorsanız, temizlik en favori işiniz olmayacaktır!

5. Finansal yatırım: Sona kaldı ama önemli bir konu: tüm seti düşündüğünüzde satın almak ciddi bir yatırım demek. (Çok yaygın olmasa da) bazı dalış merkezleri ekstra ücret almadan dalış malzemelerini kiralıyor ama eğer kiralamaya para ödüyorsanız, kiralamayla satın alma maliyetlerini karşılaştırmak iyi bir fikir olabilir. Eğer dalışı uzun süreli bir uğraş olarak görüyorsanız, tüm dalış hayatınız boyunca malzemeye bir (hadi bilemediniz iki) kere yatırım yapıp kendi malzemenizle dalmanız en iyisi olacaktır. Maliyetler hakkında varsayımda bulunmayın, hesaplayıp uzun vadede hangisi daha hesaplı kendisiniz karar verin. Kiralamak daha makul gözükebilir ama hesapladığınızda, çıkan toplam sizi şaşırtabilir!

Şimdi de sizden duyalım: Sizin bakış açınız nedir? Kendi scuba ekipmanınıza sahip misiniz yoksa kiralamayı mı tercih ediyorsunuz? Bizimle paylaşın!

23 Nisan Coşkusu ve Sezon Açılışı

Baharı tüm enerjisiyle hissettiğimiz bu günlerde insanın aklına sıcak yaz günleri ve yaz aktiviteleri gelmeye başlıyor. Bu aktivitelerden bir tanesi (ve bizce en keyiflisi :)) elbette dalış. Dalış hem doğayla iç içe olacağınız, hem rahatlayacağınız, hem de sosyalleşebileceğiniz harika bir uğraş. İster dalışı deneyin, ister bir kursa yazılıp daha detaylı şekilde dalışı öğrenin, bu bahar alınacak kararlardan bir tanesi de dalışa başlamak olsun…

 

Kas ucak

 

4 Mevsim Dalış

Güzel ülkemizin bir avantajı da dört mevsim dalışa elverişli denizlerle çevrilmiş olması. Ocakta şubatta da çok keyifli dalışlar yaptığımız, hatta yazı anımsatan günler yaşadığımız çoktur… Ancak dalış camiasında genel olarak 23 Nisan civarını sezon açılışı olarak kabul ediyoruz. Güney bölgesindeki tekneler bakımlarını bitirip suya inmiş, son hazırlıklar yavaş yavaş tamamlanmış, malzemeler en bakımlı halini almış ve taze bir enerjiyle sezonu karşılamaya hazırlanmış olduğumuz dönem 23 Nisan coşkusuyla birleşince, sezon açılışı da çok keyifli olur.

 

Nisan2017Marmaris2 (46)

 

Kaş’ta 23 Nisan

Her dalış bölgesi bu coşkuyu yaşamak için çok uygun, ancak Kaş’ın yeri dalgıçların gönlünde başka. Hele bir de bu yıl olduğu gibi 23 Nisan 3 günlük bir tatil olunca, uzak destinasyonlardan Kaş’a gelmek ve dalmak mümkün oluyor. Dolayısıyla Türkiye’nin farklı illerinden gelen dalgıçlar Kaş’ta buluşuyor. Tekneler dalıcılarla, dalgıç olmaya hevesli öğrencilerle ve denizin tadını çıkartmak isteyenlerle doluyor. Akşamüstü gün batımında kaynaşma, akşam keyifli bir yemek eşliğinde hoş sohbet, gece mekanlarda eğlenme fırsatı da doğuyor.

Ayrıca Kaş’ta 23 Nisan kutlamaları, çocukların, kedilerin, köpeklerin özgür ve güvende olduğu bu güzel beldede çok renkli oluyor. Sırf bu keyfi yaşamak için bile Kaş’ta olmaya değer…

 

Haziran2017Kas bb (2)

 

Dalıştan Çok Daha Fazlası

Dalmak yalnızca dalmaktan ibaret sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz… Dalış denizde vakit geçirmek için bir vesile; rahatlayıp kafayı boşaltmak, negatif enerjiyi atmak için bir yol; yeni insanlar tanımak, sosyal bir gruba ait olmak, keyifli vakit geçirmek ve seyahat etmek için bir araç. Dalıp çıkmaktan ziyade bu yönleriyle dalış pek çok insanın tutkusu. Ortak bir tutkuyu paylaşan güzel insanları ufak ve sevimli bir beldeye koyunca da harika bir 3 gün garanti edilmiş oluyor.

 

KasEkim (3)

 

Siz de Bu Coşkuya Katılın

İster tecrübeli bir dalıcı olun, ister dalışa heveslenen bir deniz sevdalısı, isterseniz de “dalmakla hiç işim olmaz ama bu ortamı yaşamak ve denize yakın olmak istiyorum” diyen biri olun, eminiz ki bu 3 gün size iyi gelecek. Kışın yorgunluğunu ve yılgınlığını üzerinizden atacağınız ve tüm havanızı değiştirecek bir tatile kimin ihtiyacı yok ki? Bu tatil için sizin adınıza tüm hazırlıklarımızı yaptık. Ulaşım, konaklama, dalış teknesi ayarlama derdine girmeden bize katılın, sırt çantanızı alıp şehirden ayrılın, Kaş’ın huzuruna kalbinizi açın…

 

Haziran2017Kas d (14)

 

Tur detaylarımıza buradan ulaşabilirsiniz. Karar verirseniz buradan turumuza kayıt yaptırabilirsiniz.

Hep başkaları için çalışmaktan ve onları düşünmekten biraz uzaklaşıp kendinize bu tatili hediye edin. Bunu hak ettiniz…

 

KasEkim (20)